Çocuklarda öğrenme, uyum ve davranış sorunları genellikle ilkokul 1. Sınıftan itibaren görülmeye başlar. Bu tür sorunlar genellikle ilk olarak çocukların okulda başarısız olması ve arkadaş ilişkilerinde sorun yaşamasıyla başlamasıyla fark edilir.
Bazı çocuklar, okuma-yazma ve matematik alanlarında öğrenme veya anlama güçlükleri yaşayabilirler. Eğer sorun doğru anlaşılmazsa çocuğun yaşadığı güçlükler artarak büyür ve çocuk okula, öğrenmeye karşı ilgisini giderek kaybetmeye başlar.
Öğrenmede güçlük yaşayan çocukların durumu, yetişkinler genellikle zekâ düzeyi, yeterince dersin dikkatle dinlenmemesi veya evde yeterince çalışılmaması ile ilişkilendirilmeye çalışılır. Oysa öğrenme güçlüğü sorunun çocuğun zekâsı, motivasyonu ve çalışkanlığı ile ilişkili değildir. Bu sorunun temelinde beynin öğrenmeye ilişkin alanlarının işlevsel olmayan bir biçimde çalışması vardır. Bir bilginin öğrenilebilmesi için aşağıdaki sürecin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi gerekir:
- Bilginin algılanması
- Dikkat ve konsantrasyon
- Kısa süreli hafızaya kaydedilmesi
- Bilgiyi işleme aşaması
- Uzun süreli hafızaya kayıt
- Bilginin hatırlanması ve kullanılması
Anaokulu döneminde:
- Dili kullanmada zorluk yaşanması
- Konuşurken doğru sözcüklerin kullanılamaması
- Renklerin ve şekillerin karıştırılması
- Kalem tutmada zorlanma
- Basit şekilleri kopyalayamaması
- Göz-el koordinasyonu sorunları
- Yönergeleri izlemekte zorlanma
- Boyama kitabındaki resimleri-şekilleri çizgiyi taşırmadan boyamakta zorlanma
- İnce motor becerilerde gecikme ya da yetersizlikler
İlkokul döneminde:
- Harflerle sesleri eşleştirememe
- Sesleri uygun sırada kullanamama
- Okuma sırasında kelimelerin karıştırılması ya da yer değiştirmesi
- Okurken kelime atlama, seslerin yerini değiştirme, sık sık başa dönme
- Okumada ritimsizlik ve düzensizlik
- Harfleri ters yazma
- Yazmada hecelerin yer değiştirmesi
- Zihinden işlem yapmada zorluk yaşama
- Okurken el ile takip edilmeye çalışılması
- Azlık-çokluk, artma-azalma ve dört işlem gibi matematiğin temel kavramlarını öğrenmede zorluk yaşanması
- Analog saati okumada güçlük yaşanması
- Yön tayininde zorluk yaşanması
- Sağ-sol, alt-üst gibi kavramların karıştırılması
- Denge sorunları-sarsaklık
Ortaokul döneminde:
- Matematik öğrenmede zorluk yaşanması
- Okuma ve anlamada yaşanan zorluklar
- Bildiklerini yazılı ifade etmede, kompozisyon türü yazılarda zorlanma
- Sesli okuma,
- Organize olamama, planlayamama, dağınıklık
- Okunaksız yazı
- Düzensiz ve özensiz defter tutma.
Okuma sorunu:
Bu sorunu yaşayan çocuklar harflerle sesleri birbiriyle ilişkili ve bağlantılı hale getirmekte zorlanırlar ve bu nedenle kelimeleri doğru şekilde çıkaramazlar. Okuma sırasında cümlenin ortasından başlayabilirler, sözcüklerin hecelerinin yerlerini değiştirirler ve kelimeleri bozarak okurlar. Okurken cümle içinde harf veya kelime atlamaları görülür. Bazı harfleri birbirlerine karıştırabilirler veya harfleri ters çevirebilirler (örneğin; b-d harflerini karıştırır, dede kelimesini "bebe" şeklinde okur vb.). Noktalama işaretlerine, vurgu ve tonlamalara dikkat etmeden okuma yaparlar. Okumada ritimsizlik ya da düzensizlik söz konusudur. Yavaş ve heceleyerek okumayı tercih ederler. Sık sık yeniden okuma, başa dönme ihtiyacı duyarlar. Okurken eliyle satırı takip etmeye çalışırlar ancak farklı satırdan okumaya devam ederler. Okudukları şeyi anlamada ve anlatmakta da güçlük çekerler. Okuma sorunları yaşayan çocukların dikkat süreleri kısadır. Okuma esnasında kaygı düzeyleri yüksektir ve okuma etkinliklerinden hoşlanmazlar. Bu durum çocuklarda duygusal veya davranış sorunlarına neden olabileceği gibi çocuğun benlik saygısını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Diskalkuli (Matematik öğrenme sorunu)
Diskalkuli; aritmetik becerileri öğrenmeyi etkileyen bir durumdur. Matematik öğrenme sorunu yaşayan çocuklar küçük yaşlardan itibaren sayıları öğrenmekte zorlanırlar veya sayıları sıklıkla karıştırırlar. Temel matematik kavramlarını öğrenmede, basit işlemleri çözme ve anlamada zorluk çekerler. Çok basamaklı sayıları okuyamazlar, sayı atlarlar veya sayı sırasını ters çevirirler. Uzun süren matematik sorularında sıklıkla işlem hatası yaparlar. Görsel mekânsal algıda zorluk yaşadıkları için basit geometrik şekilleri çizmekte zorlanır ve geometrik şekilleri tanımlayamazlar. Zihinden işlem yapmada zorlandıkları için sıklıkla on parmak kullanırlar. Doğru yöntemi kullanıyor olsalar bile matematik kaygıları yüksek olur ve bu yüksek kaygı durumu başarılı olmalarına engel olmaktadır.
Matematik öğrenme sorunu yaşayan çocuklar sadece akademik alanda değil günlük yaşamda da pek çok sorunla karşı karşıya kalırlar. Görsel ve mekânsal işleyiş ile ilgili problemler yaşadıkları için yer-yön (sağ-sol gibi) tarif etmekte ve bulmakta zorlanırlar. Zaman kavramını ve saati öğrenemezler. Alışverişte para üstü alıp verirken sıklıkla hata yaparlar. Haftanın günleri, aylar, mevsimler vb. kavramları anlamada güçlük çekerler ve bu kavramların sıralamalarını yapamazlar. Günlük hayatta karşılaştıkları problemleri anlama, bu problemlere karşı çözüm üretme, bilgileri ve olayları sıralamada zorlanırlar. Bu nedenle planlama yapma, uygulama ve planı takip etme sürecinde yetersiz kalabilirler.
Disgrafi (Yazma sorunu)
Disgrafi yazı yazma ve yazılı anlatımda güçlüklere neden olan bir sorundur. Yazma sorunu; yanlış kalem tutma ve harfleri yanlış oluşturma biçimiyle kendini gösterir.
Yazma sorunu yaşayan çocukların el yazısı okunaksız olup, yaşıtlarına oranla yavaş şekilde yazarlar. Yazdıkları harflerin boyutları birbiri ile uyumlu değildir, harf aralarında boşlukları ayarlayamazlar, kelimeler arasında ya çok büyük boşluklar bırakırlar ya da kelimeleri boşluk bırakmadan bitişik olarak yazarlar. Bununla birlikte kelimeleri, sesleri veya heceleri eksik yazarlar. Ayna görüntüsü denilen şekilde yazılara da sıklıkla rastlanır (b harfi yerine d harfi yazma gibi). Küçük ve büyük harfleri ayırt edemezler ve yazıda noktalama işaretlerini kullanamazlar. Bu sorunu yaşayan çocuklar sınıfta yazı çalışmalarında ve evde ödevlerini tamamlamada diğer çocuklara göre daha fazla zaman harcarlar.
Dispraksi (Duyusal Entegrasyon Bozukluğu)
Dispraksi; çocuğun ince ve kaba motor koordinasyonunu etkileyen gelişimsel koordinasyon bozukluğudur. Herhangi bir tıbbi durum olmamasına rağmen çocuk basit hareketleri birleştirilerek karmaşık hareketler gerçekleştiremez. Zorluklar çocuktan çocuğa farklılık gösterebileceği gibi konuşma-dil becerileri, motor beceriler ve hareket-koordinasyon alanlarını etkilemektedir.
Duyusal entegrasyon bozukluğu olan çocuklar ince motor becerilerin gelişiminde ve bu becerileri öğrenilmesinde zorluk yaşarlar. El yazısını öğrenmede zorluk yaşadıkları gibi, doğru kalem tutuşu gerçekleştiremez ve normal yazma hızı oluşturamazlar. Küçük eşyaları kullanırken zorlanırlar. Kaşık-çatal-bıçak kullanma, ayakkabı bağlama, düğme açma ve ilikleme, makas kullanma gibi becerilerde desteğe ihtiyaç duyarlar. Dil ve konuşma becerilerinde ise gecikmeler görülebilir. Kontrollü nefes alıp vermede, konuşma seslerini oluşturmada (örneğin; ayakkabı yerine akapi gibi) veya sesleri sıralama (örneğin; top yerine pot gibi) güçlükleri ortaya çıkar. Bununla birlikte duyusal entegrasyon bozukluğu olan çocuklarda beslenme zorlukları da oluşabilir. Kaba motor becerilerinin gelişiminde zorluk yaşadıkları için sıklıkla sakarlık veya kazalar yaşayabilirler, denge kurmakta güçlük çekerler. Bu nedenle otururken veya kalkarken bile sıklıkla düşerler. Bisiklete binme, ip atlama, hızlı koşma gibi çoklu beden hareketleri gerektiren becerileri gerçekleştiremeyebilirler.
Disfazi / Afazi (Konuşma ve Dil Alanındaki Güçlükler)
Özellikle konuşma gecikmesi belirtisi ile ortaya çıkan konuşma bozuklukları çocukluk çağında yaygın görülen sorunlardan biridir. Afazi, felç veya kafa travması gibi tıbbi bir nedene bağlı olarak ortaya çıkan dil ve konuşma bozukluğu olup her bireyi farklı şekilde etkilemektedir.
Konuşmada güçlük çekme, konuşulanı anlayamama, nesneleri adlandıramama, söylemek istenilen kelimeyi hatırlayamama ya da düşüncelerini ifade edememe gibi güçlükler yaşanabilir. Afazinin en bilinen özelliği isimlendirme güçlüğüdür. Afazili bir çocuk kalem ile ne yapılacağını bilir ama ona ne dendiğini unutabilir. Ayrıca okuma-yazma becerileri kısmen veya tamamen kaybolabilir. Bununla birlikte jest ve mimikleri kullanma ve sayıları kullanma yeteneklerinde de azalma görülebilir. Konuşma biçimi kısa kelimeler kullanma ya da basit kelimelerle kısıtlı olabilir. Afazi nedeniyle çocuk cümle kurarken sesler ve kelimeleri değiştirir (örneğin; diş yerine fiş, kalem yerine kağıt diyebilir). Afazi sonrasında dikkat, planlama becerileri, basit işleri yerine getirme, karar verme ve problem çözme becerileride olumsuz olarak etkilenmektedir.
İşitsel İşleme Bozukluğu
İşitme, çevremizi anlamlandırabilmek için çok önemli olan duyumuzdan bir tanesidir. Bu duyumuz çevremizden gelen sesleri toplama, anlamlandırma ve birleştirme gibi birçok karmaşık sürecin bir araya gelmesiyle oluşur. İyi bir dinleyici olmak için öncelikle işitilen seslerin beyin tarafından doğru bir şekilde işlenmesi, düzenlenmesi ve anlaşılır biçimde oluşturulması gerekmektedir.
İşitsel işlemleme bozukluğunda duyulan sesleri anlama süreci bozulmaya başlar. Bu sorunu yaşayan çocuklar birbirine benzer sesleri ayırt edemez, kelimeleri oluşturan seslerin farklılıklarını algılayamazlar. Bu durum çocukların yazma ve okuma becerilerini, kelime haznelerini olumsuz yönde etkiler. İşitsel İşlemleme Bozukluğu olan çocuklar sesin veya konuşmanın nereden geldiğini karıştırabilirler. Özellikle gürültülü bir ortamda konuşulanı anlamada, konuşmayı takip etmekte veya bu ortamlarda bilgi edinmekte zorluk yaşarlar. Bu nedenle eğitim alanında düşük akademik performans gösterirler. İşitsel İşlemleme Bozukluğu akademik performansın yanı sıra duygusal alanda da çocuğu olumsuz olarak etkiler. Zayıf kalan dinleme yeteneği ve konuşmayı takip edememesi nedeniyle çocuk, akranlarıyla veya yetişkinlerle ilişki kurmaktan kaçınır. Birden fazla yönergeleri takip etmekte ve yerine getirmekte sorun yaşamasından dolayı ise çeşitli davranış problemleri de eş zamanlı olarak görülebilir.
Görsel İşlemleme Bozukluğu
Görsel İşlemleme Bozukluğu gözler aracılığıyla alınan görsel bilginin beyin tarafından anlamlandırma ve yorumlandırma sürecinin bozulması şeklinde ortaya çıkar.
Bu sorunu yaşayan çocuklar okuma ve matematik becerileri, haritalar ve resimleri yorumlama gibi alanlarda çeşitli zorluklar yaşarlar. Nesnelerin boyutları, şekilleri ve renkleri arasındaki farkları ayırt edemez ve belirtemezler. Mesafe kavramını öğrenemezler, yer ve yön bulmakta zorlanırlar, adres ararken sıklıkla kaybolurlar. Sağ-sol kavramlarını karıştırırlar. Mekansal farkındalıkları zayıf olduğu için günlük hayatta sıklıkla sakarlık ve kazalara sebep olurlar. Okul ortamında tahtada yazılı olan bilgiyi defterine geçiremezler. Top atmak veya atılan topu tutmak gibi sportif faaliyetlerde sorun yaşarlar. Bu gibi nedenlerden dolayı çocukların duygusal alanları da olumsuz olarak etkilenir. Akran grubuna ait olamamak, sosyal olarak uyum sağlayamamak çocuğun özgüvenini zayıflattığı gibi yaşadığı zorluklar benlik saygısını da olumsuz yönde etkileyebilmektedir.